Maritime Trade Law
PRACTICE AREAS
Türkiye'de Deniz Ticareti Hukuku: Kapsamlı Bir Rehber
Deniz ticareti küresel ekonomide çok önemli bir rol oynamaktadır ve Avrupa ile Asya arasındaki stratejik konumuyla Türkiye, denizcilik faaliyetlerinde köklü bir geçmişe sahiptir. Türkiye'de deniz ticareti hukuku Türk Ticaret Kanunu'nun Beşinci Kitabı ile düzenlenmektedir. Bu makale, Türkiye'de deniz ticareti hukukunun hükümleri, düzenlemeleri ve temel yönleri hakkında kapsamlı bir rehber sunmayı amaçlamaktadır.
Gemi ve Ticaret Gemisinin Tanımı
Türk Ticaret Kanunu gemiyi, suda hareket etmek üzere tasarlanmış, yüzme kabiliyetine sahip ve belirli büyüklükteki her türlü araç olarak tanımlamaktadır. Bir gemi kendi başına hareket edemese bile, kanun kapsamında yine de gemi olarak kabul edilir. Ticaret gemisi ise, sahibi veya kullanıcısı kim olursa olsun, ekonomik amaçlara tahsis edilmiş veya fiilen bu amaçlarla kullanılan gemi olarak tanımlanmaktadır.
Gemi Gereksinimleri ve Belgelendirme
Bir gemi ticari seferlere çıkmadan önce çeşitli gerekliliklere uymalı ve gerekli sertifikaları almalıdır. Gemi, Denizde Can Emniyeti Uluslararası Sözleşmesi (SOLAS) hükümlerine göre deniz yolculuğuna ve kargo taşımacılığına uygun olmalıdır. Ayrıca, gemi bayrak devletinden gerekli seyir sertifikalarına sahip olmalı ve uluslararası kurallara uymalıdır. Bu gerekliliklerin yerine getirilmemesi ticari seferlerin yasaklanmasıyla sonuçlanabilir.
Gemilerin Taşınır Mal Olarak Muamele Görmesi
Uygulama açısından gemiler, sicile kayıtlı olup olmadıklarına bakılmaksızın, Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili kanunlar kapsamında taşınır mal olarak kabul edilmektedir. Ancak bu kuralın istisnaları bulunmaktadır. İcra ve İflas Kanunu'nda açıkça belirtilen durumlarda, bazı gemiler taşınmaz mallara ilişkin hükümlere tabi olabilir.
Deniz Ticareti Uyuşmazlıklarında Mahkemelerin Yetkisi
Deniz ticaret hukukundan doğan uyuşmazlıklarda görevli mahkeme Türk Ticaret Kanunu'nun 5. maddesi ile belirlenmiştir. Ticaret mahkemelerinin görevine giren ve aynı kanunun 4. maddesi uyarınca ticari sayılan davalara asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Birden fazla ticaret mahkemesinin bulunması halinde, bunlardan biri veya birkaçı münhasıran deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin davalara bakmakla görevlendirilebilir.
Gemi adamı: Görev ve Sorumluluklar
Gemi adamı, bir gemide çalışan kaptan, zabitler, mürettebat ve diğer bireyler için kullanılan ortak bir terimdir. Geminin güvenli ve verimli bir şekilde işletilmesinde hayati rol oynarlar. Özellikle kaptan, geminin ve yükünün korunmasına yönelik kararlar almak da dahil olmak üzere önemli yetki ve sorumluluklara sahiptir.
Gemi Adı ve Türk Bayrağı
Bir geminin ilk Türk sahibi, geminin adını tescil ettirmekle yükümlüdür. Geminin adı, halihazırda kullanılmadığı sürece serbestçe seçilebilir. Tescilden sonra gemi adının değiştirilmesi Bakanlıktan izin alınmasını gerektirir. Ayrıca, tescil limanı geminin gövdesinde açıkça gösterilmelidir. Her Türk gemisinin Türk bayrağı çekmesi zorunludur ve bu hak geminin sicil belgesi ile belgelenir ve kanıtlanır.
Gemi Tescili ve Mülkiyeti
Gemiler öncelikle tescil edildikleri limanın sicil dairesine tescil edilirler. Ancak geminin seferleri yabancı bir limandan veya bir kara şehrinden yönetiliyorsa, malik gemiyi herhangi bir sicil dairesine tescil ettirebilir. Türkiye'de yerleşim yeri olmayan gemi sahipleri veya ticari bir işletme, hak ve yetkilerini kullanmak için sicil dairesi ile aynı bölgede ikamet eden bir temsilci atamak zorundadır. İnşa halindeki gemiler için de özel siciller tutulmaktadır.
Gemi Mülkiyeti, Düzeltme ve Zaman Aşımı
Gemi sicili açık kabul edilir ve herkes sicil kayıtlarını inceleyebilir ve gerekli ücretlerin ödenmesi halinde onaylı veya onaysız kopyalarını alabilir. Gemi sicilinde malik olarak kayıtlı olan kişi, gemi ipoteği veya gemi üzerindeki diğer hakları tescil ettirmiş olanlarla birlikte malik olarak kabul edilir. Gemi mülkiyetinin devri, taraflar arasında noter tasdikli veya doğrudan gemi sicil dairesinde akdedilebilecek yazılı bir anlaşma gerektirir.
Mülkiyet değişikliklerinin sicil dışında gerçekleştiği durumlarda, etkilenen taraflar sicil dairesine başvurarak kaydın düzeltilmesini talep edebilirler. Ancak, ilgili taraflar bu tür taleplere itiraz etme hakkına sahiptir ve nihai karar sicil müdürüne aittir. Zamanaşımı süreci, koşullara bağlı olarak, belirli bir süre boyunca yargılama veya dava olmaksızın sürekli zilyetlik yoluyla gemi mülkiyetinin kazanılmasına izin verir.
Gemi İpoteği ve Sorumluluğun Sınırlandırılması
Bir gemi ipoteğinin tescili, ilgili taleplere ilişkin zaman aşımını önler. Zamanaşımı, belirli zaman dilimleri olan birikmiş davalar ile tazminat talepleri için geçerli değildir. Türk Ticaret Kanunu da deniz alacakları için sorumluluğun sınırlandırılmasını öngörmektedir. Armatörler, 1976 tarihli Deniz Alacaklarına İlişkin Sorumluluğun Sınırlandırılması Sözleşmesi veya eşdeğer ulusal mevzuat aracılığıyla belirli talepler için sorumluluklarını sınırlandırabilirler. Ancak, bu sorumluluk sınırlamasına başvurmanın kapsamı ve koşulları değişiklik gösterebilir.
Gemilerin Alıkonulması, Tutuklama ve Alacaklar için Teminat
Kargonun gecikmesi, kaybolması veya hasar görmesi durumunda, alıcı, alacağını güvence altına alma hakkına sahiptir. Türkiye, belirli durumlarda bir geminin alıkonulmasına izin veren 1952 Tutuklama Sözleşmesi'ne taraftır. Bununla birlikte, bir geminin alıkonulması, kanun kapsamında tanımlanan bir "denizcilik talebi" ile desteklenmelidir. Ayrıca, başka bir yargı alanında veya tahkimdeki bir talep için teminat elde etmek amacıyla bir geminin tutuklanması da mümkündür.
Bir geminin tutuklanması, tutuklayan tarafa hareket etme yetkisi veren bir vekaletnamenin sunulması da dahil olmak üzere, belirli usul gerekliliklerine uyulmasını gerektirir. Türkiye denizcilikle ilgili rehin ve imtiyazları tanımaktadır ve bu hakların tanınması forumun hukuku, yükümlülüğün doğduğu yerin hukuku veya geminin bayrağının hukuku gibi çeşitli faktörlere bağlıdır. Bir talep için sorumluluk geminin malikine veya demise charterer'ına kadar uzanabilir ve kardeş gemi veya ilişkili gemi tutuklamaları belirli koşullar altında mümkündür.
Tutuklu Gemilerin Serbest Bırakılması ve Adli Satış
Mal sahipleri, Kulüp Taahhütnamesi (LOU) gibi kabul edilebilir bir teminat sağlayarak, tutuklanan bir geminin serbest bırakılmasını güvence altına alabilirler. Tutuklu gemilerin adli satışı prosedürü mahkeme kararıyla yapılan bir satışı içerir ve elde edilen gelir alacakların öncelik sıralamasına göre dağıtılır. Taleplerin sıralaması, talebin niteliği ve yürürlükteki kanunlar da dahil olmak üzere çeşitli faktörlere bağlıdır.
Konşimentolar Kapsamında Sorumluluk ve Uygulanabilir Kanunlar
Bir konşimento kapsamındaki sorumluluk, taşıyıcının kimliği de dahil olmak üzere çeşitli faktörlere bağlıdır. Konşimentonun tabi olduğu hukuk da konuyla ilgili olabilir ve bu hukukun belirlenmesi uygulanacak hukuk ilkelerine bağlıdır. Türkiye, Lahey Kuralları ve Hamburg Kuralları gibi konşimentolar ile ilgili uluslararası sözleşmelere onay veya katılım yoluyla taraf olmuştur.
Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfizi
Türkiye, 1958 tarihli Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfizine İlişkin New York Sözleşmesi'ne taraftır. Bu sözleşme, yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi için bir çerçeve sunmaktadır. Eğer ülke sözleşmeye taraf değilse, diğer kurallar ve usuller uygulanır ve tenfize karşı direnmek için mevcut gerekçeler olabilir.
Yasal İşlemlerin Başlatılması için Zaman Sınırları
Türkiye'de farklı yasal işlem türleri için çeşitli zaman sınırları uygulanmaktadır. Bunlar arasında sözleşme veya haksız fiil talepleri, kişisel yaralanma ve yolcu talepleri, kargo talepleri, kurtarma ve çarpışma talepleri ve ürün sorumluluğu talepleri için zaman sınırları bulunmaktadır. Yasal işlemlerin zamanında yapılmasını sağlamak için bu zaman sınırlarının farkında olmak çok önemlidir.
Sonuç
Türkiye'de deniz ticareti hukuku, gemicilik ve denizcilik faaliyetlerinin çeşitli yönlerini düzenleyen karmaşık ve kapsamlı bir yasal çerçevedir. Hükümleri, düzenlemeleri ve temel hususları anlamak, gemi sahipleri, işletmecileri ve deniz ticaretine dahil olan diğer paydaşlar için çok önemlidir. En son gelişmelerden haberdar olarak ve yürürlükteki kanun ve sözleşmelere bağlı kalarak, Türkiye'deki denizcilik sektörü gelişmeye devam edebilir ve denizcilik faaliyetlerinin emniyet, güvenlik ve verimliliğini sağlayabilir.

